IŞİD’in Suriye ve Irak’taki mevzilerini kaybetmesiyle birlikte örgüt üyelerinin büyük bir kısmı Türkiye’ye kaçırılırken, militanların IŞİD bölgelerinde doğan ‘vatansız’ çocukları eğitim ve sağlık sorunlarını da beraberinde getirdi.
Short Wave’den Hale Gönültaş’ın haberine göre; Türkiye’nin birçok ilinde, eğitimin ideolojik olarak ima edildiği, çoğunluğu Türkçe bilmeyen, babaları DAİŞ üyesi ve yöneticisi olduğu için cezaevinde olan çocuklar, DAİŞ militanları ve sempatizanlarının kontrolünde büyüyor. organizasyonun.
2012 yılından itibaren hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti hem de çok sayıda yabancı uyruklu kişi Türkiye-Suriye sınırını geçerek DAİŞ’e katıldı ve DAİŞ saflarına katıldı. Katılımcıların bir kısmının eşleri ve çocuklarıyla birlikte IŞİD bölgesine gittiklerini söylemek mümkün. Ayrıca sosyal medya uygulamaları aracılığıyla tanıştığı ve duygusal bağ kurduğu DAİŞ’li erkeklerin yanına giden kadınlar da anılıyor.
Söz konusu genç kadınlar DAİŞ saflarına gittiklerinde, sosyal medyada tanıştıkları DAİŞ’lilerle ya da orada kadın-erkek eşleştirmeyi yapan örgütün militanları tarafından imam nikahlı olarak bir arada bulunuyorlardı. IŞİD’e giden kadınlar, eşleri ölürse 130 gün yas tuttuktan sonra hangi milletten olursa olsun imam nikahıyla başka bir ‘mücahit’le birlikte yaşamaya başlayabiliyor.
DAİŞ’e giden kadınların çoğu yas döneminin sonunda hem güvenlik hem de duygusal boşluk nedeniyle başka bir erkekle imam nikahı yaparak ortaya çıkıyor. Bu durumda Suriye ve Irak’ta bir kadının birden fazla çocuk doğurduğu gerçeğinin altını çiziyor.
Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti’nden bir kadın, DAİŞ saflarına birlikte gittiği Türk kocası öldüğünde rastgele bir ülkeden IŞİD savaşçılarından biriyle imam nikahı kıyabilir. Bu birlikteliklerden Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenlik ve istihbarat birimlerinin, uluslararası radikalleşme konusunda çalışan resmi ve gayri resmi kurumların sayısını net olarak belirleyemediği bir çocuk doğdu. Çocuk sayısı hakkında yapılabilecek en doğru değerlendirme “binlerce” olduğudur. (TAM HABER)
